İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu’nun (MDT) repertuvarındaki “Biz” gösterisi, köklerini Anadolu’nun mistik ritüellerinden alırken çağdaş dansla birleşerek izleyiciye benzersiz bir deneyim sunuyor. Bedirhan Dehmen’in konsept ve koreografisiyle sahnelenen eser, semah ve deyişlerden esinlenerek çokluk içinde birliği arayan bir hareket dili oluşturuyor.
Ritüelistik Bir Anlatım ve Güçlü Performanslar
Bugüne kadar İstanbul Yerebatan Sarnıcı, Berlin Maxim Gorki Theater, İstanbul Modern Müzesi, Brüksel Les Halles de Schaerbeek ve Ankara Cer Modern gibi önemli sanat mekanlarında sahnelenen “Biz”, izleyiciyi mistik bir yolculuğa çıkarıyor. Eserin müzikleri, Cem Yıldız’ın vokali ve bağlamasıyla canlı olarak dönüştürülerek sahnede yeniden şekilleniyor.
Dansçılar Bedirhan Dehmen, Canberk Yıldız ve Mihran Tomasyan, gösteri boyunca fiziksel temaslarını kaybetmeden, bireysel ve kolektif deneyimler arasında gidip geliyor. Üçlü formda sergilenen hareketlerle dayanışma ve çatışma, şefkat ve şiddet, güç ve kırılganlık gibi kavramları sorgulayan dansçılar, sahnede adeta varlık ve yokluk arasında mekik dokuyor.
Koreograf Bedirhan Dehmen, gösterinin oluşum sürecini anlatırken “Üç kişilik bir yapı kurmak istiyordum. ‘Üç can bir cem’ fikri bana çok yakın geldi. En güvendiğim iki dansçı ile bu üçgeni tamamladık” ifadelerini kullanarak eserinin yaratım sürecine dair detayları paylaştı.
Müzik ve Dansın Birlikteliği
Eserin müzikal yapısı ve dans arasındaki etkileşime değinen Dehmen, “Alevi-Bektaşi ayinlerinden ve semah döngüsünden ilham aldık. Bu ritüellerde dans ve müzik ayrılmaz bir bütün oluşturur. ‘Biz’ de sahnede bu birlikteliği özgün bir yorumla sunuyor. Birbirini gölgelemek yerine tamamlayan unsurlar olarak düşünüyoruz” dedi.
Çağdaş dansın mistik öğelerle buluştuğu bu özel performans, 22 Şubat’ta saat 20.30’da Hope Alkazar’da, 4-8 ve 11 Mart’ta ise Süreyya Operası’nda sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.
