Allianz Trade’in küresel raporuna göre iflaslarda yükseliş trendi sürüyor. 2025’te yüzde 6, 2026’da ise yüzde 3 artış bekleniyor.
Şirketler Tahsilat İçin Daha Fazla Bekliyor
Allianz Trade’in yayımladığı son Küresel Ekonomik Görünüm Raporu, işletmelerin nakit akışı açısından giderek zorlandığını ortaya koydu. Rapora göre dünya genelinde ortalama alacak vadesi 62 güne çıktı. Bu da şirketlerin neredeyse yarısının (yüzde 44) 60 günün üzerinde, her beş şirketten birinin ise 90 günün üzerinde beklemek zorunda kaldığını gösteriyor.
Batı Avrupa’da tablo daha dikkat çekici. Ortalama alacak vadesi 56 güne yükselirken, Fransa’da 8 gün, Almanya’da ise 2 gün artış yaşandı. Bu durum, şirketlerin alacaklarını daha geç tahsil ederken borçlarını daha erken ödemek zorunda kalmaları anlamına geliyor. Dolayısıyla Avrupa’daki firmaların finansal manevra alanı giderek daralıyor.
Kuzey Amerika ise bu konuda daha güçlü bir performans sergiliyor. ABD’de ortalama alacak vadesi 48 gün, Kanada’da ise 45 gün olarak kaydedildi. Asya-Pasifik bölgesinde ise kırılgan tablo devam ediyor. Ortalama alacak vadesi 66 gün seviyesinde ve şirketlerin yüzde 25’i, alacaklarını 90 günün üzerinde tahsil edebiliyor.
İflaslarda Artış Sürecek
Raporda küresel iflasların 2022’den bu yana artış eğiliminde olduğu vurgulandı. 2024’te yüzde 10 artan iflasların, 2025’te yüzde 6, 2026’da ise yüzde 3 yükselmesi bekleniyor. Ekonomistler bu trendin en az beş yıl daha devam edeceğine dikkat çekiyor.
İflas riskini artıran temel faktörler arasında geciken faiz indirimleri, süregelen ekonomik belirsizlikler ve zayıf talep öne çıkıyor. Özellikle yüksek borçla çalışan sektörler ve yeşil dönüşüm yatırımlarının yoğun olduğu alanlar daha kırılgan hale geliyor. Raporda ayrıca, olası bir küresel ticaret savaşının iflas oranlarını 2025’te yüzde 7,8’e, 2026’da ise yüzde 8,3’e kadar çıkarabileceği öngörülüyor.
Allianz Trade uzmanlarına göre, bu riskli ortamda şirketlerin nakit akışlarını korumak için en güvenli yöntem ticari alacak sigortası. Uzayan ödeme süreleri karşısında işletmelerin finansal dengelerini korumaları için bu tür koruyucu adımların kritik olduğu vurgulanıyor.
