2000 yılının Şubat ayında sigortalı olarak çalışmaya başlayan bir birey, kademeli emeklilik hakkına dair çeşitli sorular sormakta. 45 yaşında, bekâr ve çocuğu bulunmayan bu kişi, emeklilik için 58 yaşını beklediğini ifade etmekte. Prim gün sayısı ise 5.596. Şu an çalışmıyor ve mevcut emekli aylığı 22.200 TL olarak görünmekte. EYT düzenlemesinden yararlanamayan birey, kademeli emeklilik sisteminin devreye girmesi durumunda ek prim ödemeleri yapması gerekip gerekmediğini merak ediyor. Bunun yanı sıra, isteğe bağlı prim ödemeleri yapmanın ne denli faydalı olabileceği üzerinde de durmakta.
Kademeli Emeklilik Beklentileri
Kademeli emeklilik, Türkiye'de emeklilik reformları açısından oldukça tartışmalı bir konu. EYT düzenlemesi sonrası, sigortalı çalışmaya 8 Eylül 1999 tarihinden sonra başlayanlarla, öncesinde başlayanlar arasında ciddi bir emeklilik yaşı farkı ortaya çıkmış durumda. Bu bağlamda, kademeli emeklilik sisteminin gündeme gelmesi doğal bir sonuç olarak değerlendiriliyor. Çeşitli dernekler ve muhalefet partileri, kademeli emekliliğin hayata geçirilmesi için önerilerde bulunmuş olsa da, bu önerilerin hayata geçip geçmeyeceği konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor. Mevcut durumdan yola çıkarak, EYT'nin uygulamaya girmesiyle birlikte daha önce başlayan emeklilik süreçlerinin nasıl etkileneceği üzerine kamuoyunda birçok spekülasyon mevcut.
Prim Gün Sayısı Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler
Birey, mevcut prim gün sayısını 7.000'e tamamladığında kademeli emeklilikten yararlanabilecektir. Ancak, bu durumda asgari ücretle olan ilişkisi de önemli. Eğer brüt ücretiniz asgari ücretin üç katı veya daha fazlası değilse, emekli aylığınızın fazla değişmeyeceği öngörülüyor. Eğer kademeli emeklilik gerçekleşmezse, isteğe bağlı prim yaptırma gerekliliği de sorgulanıyor. Çalışma fırsatları değerlendirilmeli; zira ekstra prim ödemeleri, emeklilik maaşınıza direkt olumlu yansıyabilir. Ancak çalışmamak ya da prim günü artırmamak için isteğe bağlı sigorta yaptırmak, mevcut durum göz önüne alındığında pek mantıklı bir seçenek gibi görünmüyor.
Askerlik Borçlanması ve EYT İlişkisi
Askerlik süresiyle ilgili yapılan borçlanmaların EYT kapsamında emeklilik hakkı getirmediği belirtiliyor. 1977 doğumlu biri, askerliğini yerine getirmesine rağmen, EYT’indeh çok çalışmış olsa bile askerlik borçlanmasıyla emekliliğe geçiş yapamaz. Memur statüsündeki bireyler için durum daha da karmaşıklaşıyor; çünkü sosyal güvenlik sisteminde eksik düzenlemeler mevcut. Örneğin, Memurlara sadece askerlik süreleri için prim gün sayımında bir avantaj tanınmasına rağmen, bu kişilerin sigorta başlangıç tarihlerinin öne çekilmesi mümkün olmuyor. Ayrıca, askerliğin sigortalılık başlangıcını etkilemesi açısından farklı kanun maddeleri üzerinde tartışmalara devam ediliyor.
Doğum Borçlanması İle Prim Yükseltmek
Doğum borçlanması, kadın sigortalılar için önemli bir emeklilik aracı olarak öne çıkıyor. Doğum sonrası sigortalı çalışmaya dönen bireyler, doğum öncesindeki süreler üzerinden belirli bir miktar borçlanarak prim günü elde edebiliyor. Örneğin, bir kadın 10 aylık emekli maaşı bağlatığı zaman 300 gün borçlanabiliyor. Bu borçlanma sayesinde, prim günü sayısını artırarak emeklilik fırsatını daha da yaklaştırabilir. Ancak, bu süreçte izlenmesi gereken kurallar ve dikkat edilmesi gereken noktalar mevcut. Örneğin, doğumdan sonra kesintisiz çalışmanın sağlanması ve belirtilen süreler içinde borçlanma talebinde bulunulması gerektiği unutulmamalıdır.
Prim Gün Sayısının Önemi
Prim gün sayınız ne kadar fazla olursa, alacağınız emekli maaşı o kadar yüksek olur. Özellikle, EYT kapsamında süregelişen tartışmaların ardından, prim gününü tamamlamak son derece önem kazanmıştır. 1980 doğumlu biri, 1997 yılındaki SSK'lı hizmetiyle EYT kapsamına giriyor; ancak söz konusu bireyin 18 yaş öncesinde çalıştığı süreler, sadece maaşın hesaplanmasında göz önünde bulunduruluyor. Dolayısıyla, 18 yaşının altındaki çalışma süreleriniz emeklilik başvurusunda dikkate alınmaz. Gerekli prim günlerini tamamladıktan sonra emeklilik başvuruları yapılabilmektedir ve bu sürelerin yönetilmesi, bireyin gelecekteki mali durumunu doğrudan etkileyecektir.