Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın verilerine dayanan AA muhabiri, Türkiye'de 12 farklı şehirde rüzgar ve güneş enerjisi yatırım projeleri gerçekleştirilerek ülkenin enerji üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılması amacıyla önemli adımlar atılacağını bildirdi.
Yeni Rüzgar Enerjisi Projeleri
Kasım ve Aralık aylarında gerçekleştirilecek güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları, 1150 megavat kapasiteli rüzgar santralleri için Sivas, Balıkesir, Aydın, Denizli ve Kütahya şehirlerini kapsayacak şekilde planlanmıştır. Bu projeler arasında, her biri 110 megavatla 500 megavat arasında değişen toplamda 6 farklı rüzgar santrali yer alacak. Türkiye, yerli enerji üretim kapasitesini önemli ölçüde artırmayı hedeflerken, aynı zamanda temiz enerji kaynaklarına yönelerek çevre dostu projeleri desteklemeyi amaçlıyor. Öte yandan, bu projelerin, yerli sanayiyi destekleyeceği ve istihdam yaratacağı öngörülüyor. Rüzgar enerjisi projelerinin hayata geçirilmesiyle Türk ekonomisine katkıda bulunulması bekleniyor ve bu yatırımların uzun vadeli sonuçları, enerji arz güvenliği açısından oldukça olumlu olacak.
Güneş Enerjisi İhaleleri
Güneş enerjisi alanında ise Elazığ, Kahramanmaraş, Erzurum, Bolu, Eskişehir, Mardin ve Van şehirlerinde toplamda 9 yarışma düzenlenecek. Bu projelerin büyüklükleri ise 40 megavat ile 260 megavat arasında değişecek. Türkiye'nin güneş enerjisi potansiyeli, gün geçtikçe artan bir hızla değerlendiriliyor. Bu yöndeki yatırımlar, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması açısından kritik önem taşıyor. Ayrıca, güneş enerjisi yatırımları ile birlikte yerli panel üretiminde önemli bir gelişim sağlanması, sektörde rekabeti artıracak ve yenilikçi teknolojilerin önünü açacak. Enerji sektöründe yaratılacak bu yenilikler, ülkenin sürdürülebilir büyüme hedefleri ile örtüşüyor.
Enerji Reformları ve Altyapı İyileştirmeleri
Türkiye, enerji güvenliğini sağlama amacıyla kısa zamanda bir dizi reform ve altyapı hamlesine girişti. 2035 yılı hedeflerine ulaşabilmek için projelerin izin süreçlerinin sadeleştirilmesi ve yatırımların hız kazanması hedefleniyor. Bu kapsamda, Türkiye’nin enerji iletim altyapısını güçlendirmek üzere 14 bin 700 kilometre uzunluğunda ve 40 gigavat kapasiteli yüksek voltaj doğrudan akım (HVDC) hatları inşa edilecek. Ayrıca, Alternatif Akım (AC) şebekesi için 15 bin kilometrelik hat eklenmesi planlanıyor. Bu yeni altyapı ile Türkiye'nin enerji enterkoneksiyon kapasitesinin de artırılması bekleniyor; ihracat kapasitesinin 6 bin 750 megavata, ithalat kapasitesinin ise 6 bin 600 megavata yükseltilmesi öngörülüyor. Bu tür geliştirmelerin sektörde döngüsel bir etki yaratacağı ve yatırıma olan güvenin artmasına yol açacağı düşünülüyor.
YEKA Yarışmalarının Ekonomik Etkileri
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, YEKA yarışmaları sonrası yapılacak yatırımların rüzgar santralleri için yaklaşık 2,3 milyar dolar, güneş santralleri için ise 1 milyar dolara mal olacağını belirtti. Bu yarışmalar, Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyelini önemli ölçüde artıracak; özellikle yerli üretim yapan firmalar için de ciddi fırsatlar sunacaktır. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde düzenlenecek ihalelerin takviminin belli olması, sanayicilerin uzun vadeli stratejik planlamalar yapmasına yardımcı olacaktır. Bu durum, sektördeki istihdamı artırırken, aynı zamanda yerli teknolojilerin geliştirilmesine olanak tanıyacaktır. Sağlanan bu katkılar, ülkenin enerji politikasındaki dönüşüm sürecine de büyük bir destek olacak.
Yüzer GES Projelerine Yatırım
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, Türkiye'de kurulması planlanan 35 megavat kapasiteli yüzer GES projesinin yaklaşık 20 milyon dolarlık bir yatırım çekmesini bekliyor. Demirköprü HES rezervuar alanında gerçekleştirilecek bu proje, hem su tasarrufu sağlayacak hem de hidroelektrik santralleri ile entegre olarak çalışarak elektrik üretim kapasitesine katkıda bulunacak. Yüzer güneş santralleri, gölgeleme etkisi sayesinde göldeki buharlaşmayı azaltarak su yönünden önemli kazançlar sağlamaktadır. Bu tür hibrit projeler, sürdürülebilir enerji çözümleri için büyük bir potansiyele sahiptir ve çevresel etkilerin azaltılması adına da etkin bir yöntem sunar.