Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ocak-Aralık 2026 dönemi için piyasa yapıcısı olacak bankaları belirledi.
Piyasa Yapıcılığı Uygulaması ve Kriterler
Bakanlığın açıklamasına göre, piyasa yapıcılığı sistemine dâhil olan bankalar ya da bu sisteme katılmak isteyen yeni bankalar için belirlenen koşullar, 15 Aralık'ta kamuoyuna ilan edildi. Bu kriterler, bankaların piyasalardaki likiditeyi yönetme kabiliyetini, risk yönetimi sistemlerini ve genel finansal durumlarını kapsamaktadır. Ayrıca, bu uygulama kamu bankacılık sisteminin güçlendirilmesi ve piyasa istikrarının sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Piyasa yapıcı bankaların belirlenmesi süreci, ülke ekonomisinin sağlıklı işleyişi için kritik rol oynayan bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, bankalar belirlenen kriterlere uygun olarak değerlendirilerek seçilmiştir.
Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi Gereği Süreç
Açıklamada, piyasa yapıcılığı uygulaması çerçevesinde bankalara sağlanan çeşitli haklar ve karşılarına çıkan yükümlülüklere yönelik düzenlemelerin yer aldığı Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi çerçevesinde gerçekleştirilmiş başvuruların değerlendirildiği belirtildi. Bu sözleşme, piyasa yapıcı olarak görev alacak bankaların, piyasa koşullarına göre gerekli işlemleri yapmasına imkân tanırken, aynı zamanda düzenleyici kurallar çerçevesinde hareket etmelerini de zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda, belli başlı banka kriterlerini karşılayan ve sistemde yer almak isteyen bankalar belirli incelemelere tabi tutulmuş, ardından uygun görülerek belirli bir dönemde piyasa yapıcısı olmalarına karar verilmiştir.
Uygun Görülen Bankaların Listesi
Bakanlığın açıklamasında belirtilen uygun bankalar arasında Türkiye'nin önde gelen finans kuruluşları yer almaktadır. Belirlenen bankalar şunlardır: Akbank, Denizbank, HSBC Bank, QNB Bank, Ziraat Bankası, Türk Ekonomi Bankası, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Vakıflar Bankası ve Yapı Kredi Bankası. Bu bankaların piyasa yapıcısı olarak rol alması, yatırımcılar ve piyasa katılımcıları için önemli bir güven sağlayacak ve likiditenin artırılmasına katkı sunacaktır. Ayrıca, bu süreç, bankaların piyasalardaki etkinliğini artırarak ekonomik büyümeye de ivme kazandırabilir.
