Google'a 425 Milyon Dolar Ceza

San Francisco'daki bir davada jüri, Google'ın gizlilik ayarlarını devre dışı bırakarak milyonlarca kullanıcıyı uzun süre izlediğine karar verdi. Bu durumun sonucunda şirketin 425 milyon dolar tazminat ödemesine hükmedildi.

Dava süreci, Google’ın sunduğu Web ve Uygulama Etkinlik seçenekleri üzerine yürütülüyor. Bu ayar, kullanıcıların Google hizmetleri ve diğer birçok üçüncü taraf uygulamasındaki aktivitelerini izleme ve kaydetme seçeneğini kontrol etmelerine olanak tanıyor. Kullanıcılar, bu ayarı kullanarak arama geçmişleri, konum verileri ve uygulama kullanım bilgilerini depolayıp kaydetmeyi tercih edebilir. Ancak mahkeme, bu ayarın kapatılmasının ardından bile kullanıcıların takipten kaçamadığını savunuyor.

Dava Gelişmeleri ve Belgeler

Techspot tarafından bildirilen bilgilere göre, mahkeme sırasında sunulan belgeler, Google’ın kullanıcıların etkinliklerini izleme yönteminin daha karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle, Google’ın yanı sıra Uber, Venmo, Instagram ve Facebook gibi popüler üçüncü taraf uygulamalar aracılığıyla kullanıcı aktivitelerini toplama faaliyetlerine devam ettiği vurgulanıyor. Bu durum, davacıların Google hakkında açtıkları davada önemli bir dayanak oluşturuyor. Kullanıcıların izlenmiş olduğunu belirten davacılar, Google’ın bu yöntemle kendine haksız bir veri havuzu oluşturduğunu iddia ettiler.

Tazminat Talepleri ve Mahkeme Kararları

Davada başlangıçta 31 milyar dolardan fazla bir tazminat talep edilmesine rağmen, jüri, Google'ı yalnızca iki gizlilik ihlaliyle suçlu buldu. Bunun yanında, şirketin davranışlarının "kötü niyetli" olduğu yönündeki iddialar ise reddedildi. Bu nedenle, müeyyide olarak Google’a talep edilen tutar yalnızca 425 milyon dolar ile sınırlı kalmış oldu. Bu durum, mahkemenin Google’ın veri toplama yöntemlerini yargılama açısından daha dikkatli bir yaklaşım sergilediğini göstermektedir.

Google'ın İtirazı ve Açıklamaları

Kararın ardından Google, davanın sonuçlarına itiraz edeceğini duyurdu. Şirket, kullanıcıların kişisel verilerini kontrol etme haklarının bulunduğunu ve jüri tarafından verilen kararın ürünlerin nasıl çalıştığını yanlış değerlendirmiş olduğunu savunuyor. Ayrıca, toplanan verilerin kişisel bilgiler içermediğini, bunun yerine anonimleştirilmiş ve şifrelenmiş veriler olduğunu öne sürüyor. Ancak, mahkeme dosyasında özellikle üçüncü taraf uygulamalardan elde edilen verilerin kapsamı, jürinin değerlendirme sürecinde etkili bir unsuru oluşturdu. Bu durum, kullanıcıların gizliliği konusunda daha fazla sorgulama yapılmasını gerektirebilir.

İLGİLİ HABERLER