Küresel İflaslar 2008'den Bu Yana En Yüksek Seviyeye Tırmandı!

Dünyada alacak vadelerinde her geçen gün daha da yaşanan artış, iflasları da tetikliyor. Allianz Trade ekonomistlerine göre, alacak vadelerindeki artışın da etkisiyle, küresel çapta iflaslar 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Allianz Trade ekonomistleri iflaslarda bu yıl için yüzd...

Dünyada alacak vadelerinde her geçen gün yaşanan artış, iflasların artışını da beraberinde getiriyor. Allianz Trade ekonomistlerine göre, bu yıl itibarıyla küresel düzeyde iflas oranları, 2008 krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Ekonomistler, 2023 yılı için iflaslarda yüzde 6 ve 2026 yılı için ise yüzde 3'lük bir artış öngörüyor.

Alacak Vadelerinin Uzaması ve Riskler

Küresel ticaretin sağlıklı işlemesi, işletmelerin yalnızca büyüme stratejileri için değil, aynı zamanda varlıklarını koruma hedefleri için de hayati önem taşıyor. Ancak son yıllarda gözlemlenen önemli bir trend, firmaların dayanıklılığını ciddi şekilde zorluyor: uzayan alacak vadeleri. Allianz Trade tarafından yayımlanan küresel ekonomi raporlarında, uzayan alacak sürelerinin şirketler için önemli bir risk unsuru oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Analistlerin belirttiği üzere, bu durum artık kalıcı bir hal almış durumda. Ortalama alacak vadesinin dünya genelinde 62 güne yükselmiş olması dikkat çekici. Şirketlerin yaklaşık yüzde 44’ü, alacaklarını 60 günün üzerinde tahsil ederken, yüzde 21’inin ise 90 günü aşan bir süre içinde bu işlemi gerçekleştirebildiği belirtiliyor. Bu, her beş şirketten birinin alacağını almak için üç aydan fazla beklemek zorunda kaldığı anlamına geliyor.

Batı Avrupa'da Alacak Vade Durumu

Batı Avrupa'da ortalama alacak vadesi 56 gün seviyesinde. Allianz Trade İSG Raporu’na göre, alacak vadelerinin uzamasıyla birlikte borçların daha erken ödendiği görünüyor. Özellikle Fransa'da alacak vadesinin 8 gün ve Almanya'da ise 2 gün artış göstermesi, şirketlerin nakit akışlarını zorlayıcı bir tablo oluşturuyor. Bu banka hanelerin, hem alacaklarını daha geç tahsil etmeleri hem de borçlarını daha erken ödemeleriyle, finansal manevra alanlarının daraldığı ifade ediliyor. Kuzey Amerika ise bu durumdan olumlu yönde ayrışmakta. ABD'de ortalama alacak vadesi 48 gün, Kanada'da ise 45 gün olarak belirlenmiş. Bu ülkeler, şirketlerin alacaklarını daha hızlı bir şekilde nakde çevirebildiklerini gösteriyor. Son olarak, Asya-Pasifik (APAC) bölgesinde ise durum daha karmaşık bir yapı sergilemekte; burada ortalama alacak vadesi 66 gün olarak kaydedilmiş ve şirketlerin yüzde 25’i 90 günün üzerinde alacaklarını tahsil edebiliyor.

Allianz Trade’in 2025 Küresel İflas Raporu, küresel düzeyde işletme iflaslarının artış gösterdiğini ortaya koydu. 2024 için %10, 2025 için %6 ve 2026 için %3 oranında bir artış bekleniyor. Bu durumun, 2022 yılından itibaren beş yıl sürecek bir yükseliş trendinin parçası olduğu belirtiliyor. Raporun ortaya koyduğu verilere göre, bu artışın ardındaki başlıca sebepler; gecikmiş faiz indirimleri, devam eden ekonomik belirsizlikler ve talep daralması olarak sıralanıyor. Özellikle yüksek borç yükü altında olan sektörlerde ve çevresel dönüşüm gibi finansman ihtiyacı duyan alanlarda hizmet veren firmaların daha fazla riskle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Bunun yanı sıra, eğer kapsamlı bir ticaret savaşına girilirse bu eğilimin daha da belirginleşebileceği vurgulanıyor. Rapor, 2025 yılı itibarıyla iflas oranlarının %7,8 ve 2026'da ise %8,3 seviyesine kadar ulaşabileceğini öngörüyor.

Küresel Ekonomik Görünüm ve Riskler

Allianz Trade tarafından yayımlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporu, dünya genelinde firmaların alacakları için daha uzun süre beklemek zorunda kaldığını ortaya koyuyor. Rapor, Avrupa’nın baskılı ekonomik koşullarının, Kuzey Amerika’nın etkin ödeme disiplini ile birleştiğini, buna karşılık Asya-Pasifik bölgesinde ise yüksek vade sürelerinin öne çıktığını aktarıyor. Bu durum, tüm dünyada uzayan ödeme sürecinin işletmelerin nakit akışında ortak bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor. Bu nedenle firmaların, alacak vadeleri uzadıkça, ticari alacak sigortası gibi güvence çözümlerini devreye almaları büyük önem kazanmaktadır. Ticari alacak sigortası, yalnızca bir koruma sağlamanın ötesinde, profesyonel bir finansal dayanıklılık aracı olarak öne çıkıyor. Böylelikle şirketler, karşılaşabilecekleri nakit akışı sorunları öncesinde önlemler almış oluyorlar.

Türk İhracatçılarının Stratejik Yaklaşımları

Allianz Trade Krediler Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Altuğ Karagöz, artan iflas oranlarına dikkat çekerek Türk ihracatçılarının risklerini etkin bir şekilde yönetmelerinin önemine vurgu yaptı. Karagöz, alacak vadesi, işletme sermayesi ihtiyacı ve alıcıların iflas riski yüksek ülkelerle ticaret yaparken, ticari alacak sigortası gibi uygun koruma yöntemlerine yönelmenin hayati bir öneme sahip olduğunu belirtti. Şirket, uluslararası kredi risk analistleri ile iş birliği içinde sanayiye özel risk yönetimi çözümleri sunmaktadir. Alıcının iflas etmesi durumunda bile açık hesap, mal mukabili ve vesaik mukabili satışlar için güvence sağlıyor. Türkiye’de inşaat, enerji, tekstil gibi sektörlerde artan karşılıksız çek oranlarının ticari alacak sigortası ile bertaraf edilebileceğini ifade eden Karagöz, son dönemde alacak sigortasına yönelik talebin önemli ölçüde artığını da belirtti. Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine dayanarak, geçen yılın Haziran ayına kıyasla alacak sigortası pazarının %21 oranında büyüdüğünü dile getirdi.

Tweet

İLGİLİ HABERLER